Bir mevzu var. Ben kendime açıklayamıyorum. Söze dökmek güç, oldukça güçlüyüm.
Sorumluluk almak pahalı, metalik dert değil. Hissini deşecek duygusal zeka dibini köşesini zorluyor. Bir mevzu var. Benim içimde ama benim çözemeyeceğim. Ruhumun tellerini çatısız evlere bağlamışım akordu bozulmuş sesi çıkmıyor. Başka ben kalmamış komşudan da alamadım. Birkaç malzemesi eksik olacak, olanla idare edeceğiz. Böyleymiş öğrenilmiş çaresizlik insan canına bile neyse demeyi öğrenirmiş. Bir mevzu var, tüm hüzünlü şarkılarda gözlerimde birikiyor. Yağmurlara gark etsem de gönlümü, razı edemediğim bir mevzu. Bir mevzu var çırpındıkça daha derine batıyorum. Derinler bana tanıdık oysa tanıdıklar bana yabancı geliyor. Bir mevzu var gece yarısında aklımı ipe götürüyor. Direniyorum bir gün boyun eğmekten korkarcasına lakin hükmün gereğini bulamıyorum. Bir mevzu var konuşmanın yetmediği, susmanın çözmediği, zamanın ise tükendiği bir mevzu. Film bitmiş, salon boşalmış perde simsiyah. Akıp gitmişiz ömür sahnesinde. Bir ben kalmışım geride, kafamdaysa binbir mevzular...