bu kadar kırılmazdım belki

bu geç uyuyuşlarla

erken uyanışlarım olmasa

bu kadar yalnız kalmazdım

güneşin batışıyla doğup

doğuşuyla batmasam

 

yine de

gömüldüğüm pamuk iplikleri içinden

çıkmaya mecalim yok desem

abartmış olurum

kendi kendime uydurur dururum

her yer çok pürüzlü

engebeli biraz da

yine de gidesim gelmez

benim bu delikten


sürüklemeniz gerekecek 

lağım kapağını kaldırıp yaka paça

kalacaksınız siz de

dışarı atmak zorunda

daha kolay olurdu belki tüm bunlar

tek parça olsaydım

dağılmamış olsaydım her bir tarafa

şimdi bir de 

en küçük toz parçası için

endişelenmeniz gerekecek

 

yine de

bu kadar kırılmazdım belki

bana bakmasan titrek

acıyan bakışlarınla 

anlayabilirdim bir gün

o zamana vardığımda