Yüzüm yangın yeri seni düşününce

Avuçlarım lav lav dökülmekte

Bir kokun var hatırlıyorum

Zannedersin cennet panayırı

kurulmuş yer/yüzünde

Burnunun kenarı vardı öptüğüm

Öperken içtiğim, içerken tattığım

O tada taptığım...

Ateşim oldun, külüm, son bahçem, sevdam

Beni tekrar aynı ateşte yıkasan

Aynı öz suyunda yaksan keşke

Kucağımda ettiğin dans hala kulaklarımda

Radyoda o şarkı çıkınca sesi son ses

açsam da o dans gibi titremiyor kasıklarım

Eridik, susuz kaldık, şaraba ekmek bandık

Sularımızda etlerimizi ısıttık

Işıktık bir baştan bir başa şehri aydınlatan

Unutulmaz mı tek bir gece, nasıl 

bir ömre dönüşür bir kaç saat

Şurama gel gene sevgili

Şuramda hala kokun, biraz ruhun ve 

senden bir iz var...gel !

Yaz gelmeden gel; gelmesen de bari

yaz !