dağdan suyu taşıyan benim

akan su sırtımda çamurlu bir elek

tahayyül etmek kurakta eksik leylak

öyleyse çiçek tarhları kimin anlatısı 


turunç gök ne demeye durur başımda

yağmurlu bir sabahın çocuğuyum ben

babam kehkeşan, tanımadım anamı hiç

yıldızlar uzaktan kardeşim olur

olduğum yerde sel olur, felaket olur

dam yıkılır, adam ölür olduğum yerde

gözyaşlarım tohumlara erişmez ve

adımlarımdan çıkmaz eksik bir leylak 


meh yalancı, şems onun kardeşi 

kimi tutup çekeyim dağlar can pazarı 

dedim ya ben tanımam etmem onları

yıldızlar uzaktan kardeşim olur 

bakma mahpusluğum dünya yeri

aydınlığım karanlık korkusudur 


ahval ne fecidir, dua gecikir, ölüm gecikir 

faydam yok kendime, bir ben gecikmem

ben hep buradaydım dağ başında

atımlık taşımdır yanımdan geçilir

yardan geçilir, serden geçilir

ben dağdan su taşırım 

bir sabah dağ yaratılır, bir sabah su

fevren geçer yanımdan ademoğlu 


zelzeledir sükut kestirir

sükut keser afak, etmez tek laf dahi

batan bir medeniyeti izleriz

ahlak batar onunla bir, ahlaksızlık batar 

kurunun yanında yaş da yanar, kuru da

toprak batan her şeyle beslenir beslenir

kayıp bir sıfattır artık cavlak 

oysa neden yeşerip çıkmaz eksik bir leylak 


... 

bir kızıl fenerim yanarım köhne köhne

dedim ya kardeşim olur yıldızlar

dibime değmez ellerim

bu başkalık, kuru kuruya bir yalnızlıktır

cazgırlıktır adem'e küskünlüğüm

mürtedliğim cehennem eseri değildir

ben adem'e boyun eğdim ya rab

neden adımlarımdan çıkmaz bir leylak