her zaman başlayarak yanıldığım bu dünyada

hâlâ dağların konuştuğuna inanan yolların

bana da fısıltıyla dinlettiği şarkıyı

mohsen namjoo haykırışında duyduğumdur bu şiir.

"koftidendir yani..."

lilith kitabının sonuna

dipnot düştüm sıkıştırarak

bedene sıkıştırılmış ruh gibi

bir kadını daha iyi anlasın diye dünya.


dağlar her mevsim güzeldir

ölümler hariç!

ben bir yanılmışlık yaşadım yakın geçmişte

sevgim hariç!

lilith ben biraz havva

her yaprakla ruhumu örtesim

benim artık sadece toprakta uyuyasım...

dünyayı en çok insanlardan alasım var

kendim dahil!


tüm bunları yürümeyerek uzaklaştığım kendime yazıyorum

ne acı.

bütün evlerin birbirine benzediği bir dünyadır burası

bu kadar benzerliğe nasıl dayanıyorlar?

"biraz gülümser misin" yazılmış bir duvara

istemeyerek tebessüm ettiğimdir bu mısra.


bütün insanlığın eskidiği bir çağda

tek seferde nasıl geçilir bir sınav

böylesi zor, uzun üstelik

ve hurdaya çıkmış nevrotik bir ruhla

ölmek yasak

sanki en çok bana

bunca çocuğun öldüğü bir çağda

birçok insan tanıdım en çok susarak

dinleyerek

kimi kitaplarda

vardım

onlar da vardı

herkes herkesi ne güzel yazmış

bir kadın tüm bunları lilith kitabına

ilk kadının ruhuna diyor içimden bir ses

yalnız bir kadına en çok da.


ben müslüm gürses de dinlerim lilith

beni garip mi buldun yoksa.

"gariplerin manifestosu" demişti biri bir gün

sonra başka şeyler de

inanmıştım.

yanılmışlığımdır bu şiir

hem sonra "hangimiz sevmedik"

bu şiirde bir tema yok

başta söylemeliydim

kuşlar hâlâ uçuyor

insanlarsa sürüngenler sınıfında benim yurdumda.

ben de yazıyorum

deftere kitaplara kimi toprağa

tarih beni fark etmesin diye

en kuytu köşelerde sakladığım defterlerimdir lilith.


insanları incitmemek için sustuğumdur bu dünya.

reenkarnasyon varsa eğer

en sessiz özgürlüğü diye dünyanın

rüzgar olmak istiyorum

vasiyetimdir kalubelaya