Sosyal medyada çığ gibi büyüyen bir linç kültürü var. İnsanın gözünü korkutur ve atacağı adımı birkaç kez düşündürür halde.
Benim gözlemlerimde ise daha çok anonim hesaplar bunu yapıyor.
Ne dediğinizin önemi yok, illa ki ters bulacak bir kitle var.
Anlamak yok, empati yok; birbirine laf sokma yarışı içinde herkes.
Hatta öyle ki benzer yönleriniz olsa bile, 'aynı gruptan' olarak tanımlansanız bile, farklı bir görüş olduğunda saldırıya giren bir kitle gördüm.
Acımasızca konuşmalar, aşağılamalar, hakaretler... "git intihar et" diyebiliyor insanlar? Bu cesaret ve bu körlük nereden geliyor? Bu kadar nasıl acımasız olabiliyor insanlar?
Bu konuyla ilgili bildiğim bazı noktalar var.
İlki, insanlar kendini gösterme yarışında. Bu yol için de her şey mubahtır inancındalar. Espri adı altında zorbalamalar da buradan geliyor.
İkincisi, hiçbir zorba mutlu değildir.
Bu insanların kendi hayatları yok ya da yok denecek kadar az. Kendilerine uzak bu insanlar. Kendiyle temas edebilen insan empati kurabilir ancak. Kendine yabancılaşan insan, herkese her şeyi yapabilir.
Kendine dönüp, kendinle uğraşmak zor olan taraf. İçeride bir yıkıntı varsa, buradan kaçmak en kolay çözümdür. Bu yüzden de başka hayatları inceler ve eleştirir halde buluyorlar kendilerini.
Anonim olabilme özgürlüğü "klavye delikanlılığı" dediğimiz şeyi ortaya çıkarıyor.
İnsanı kısıtlayan, kendi profilinde bile istediğini yapamayacağı noktalara getiriyor.
Ben de birkaç kez lince maruz kaldım ve insanın üzerine nasıl bir ağırlık çöktürdüğünü anlatmak zor. Farkındalık biri olmama rağmen, insanları bazen anlamakta güçlük çekiyorum. Bu acımasızlık bu kadar kolay olmamalı..
Bu kişilere açıklama yapmak bu durumu asla düzeltmiyor, sadece enerjiniz tükeniyor.
Bu yarışa hiç girmeyin derim.
Bu durumlarda bu insanların ne kadar mutsuz olduğunu, içlerinde birilerine karşı bir öfkeye sahip olduğunu ve buradan kusmaya çalıştıklarını hatırlatıyorum.
Ne yapabiliriz?
Ne olursa olsun iyiliği ve nezaketi insanlara anlatmaya çalışan taraftayım.
Zihinsel filtrelere sahibiz, bu filtreler bazen kötüyü bazen de iyiyi filtreliyor. Yani zor da olsa kötüye odaklanmamak elimizde.
"Bunları duymayın" demek çok kolay biliyorum, ama kendinize bunları hatırlatıp, bu insanların mutsuz olduğunu bilip, bunu sizin için kişisel bir nefret olmadığını, hayata karşı bir nefretleri olduğunu bilmek fayda sağlar.
Bu elbette ki zorbalığı meşrulaştırmıyor. Bu yüzden var gücümüzle, onlara rağmen nazik olmalı ve kibarlığı yaymalıyız.
Ne demiş şair; "Onları kibarlığınla öldür."
(22.3.2024, 16.30)
Burcu Bilkil
2024-03-31T04:13:23+03:00Yorumunuz için çok teşekkür ederim Zeynep hanım. Çok naziksiniz.
Çok güzel yerlere değinmişsiniz.
"Nezaketli ve aynı zamanda dürüst olabilir insan." bunu umarım insanlara öğretebiliriz.
zeynel.guenduez
2024-03-29T04:45:35+03:00Ciddi bir soruna değinmişsiniz, üstüne birçok kişinin düşünüp sonra fikir yürütmeyi yazılı hale getirmediği bir tema. Hoyratlık diyorum yada cahillik ve gafillik sırf aptallık dememek için bunları diyorum. Çünkü anlamaya çalışmak bir kapasite işi. Sorun insanların duygusal ihitiyaçlarını gidermeye çalışmaları değil, bunu hoyratça ve adice yapmaları yoksa hepimiz bir alışveriş değiş tokuş halindeyiz kendimizi gösterip ötekini görmek isityoruz. Ama kişinin bir zat olabilmesi değer yargılarına moral kıstaslarına sahip olması ve onlara paralell hareket etmesi demek. Ne yaptığımız değil nasıl yaptığımız mühim. Nezaketli ve aynı zamanda dürüst olabilir insan.
Burcu Bilkil
2024-03-29T02:42:57+03:00Teşekkür ederim yorumunuz için. Umarım daha çok dikkat eder ve güzel gelişmeler yaşarız..
Sadiyenur Torun
2024-03-24T23:44:53+03:00Çok haklısınız. Maalesef bu sorun giderek artıyor ve bizim bunlara karşı verdiğimiz tepkiler çok önemli.