Misafirlerinden kalma bulaşıkları yıkarken bir yandan da geceyi düşünüyordu. Yaptıklarının beğenilmesinin haklı gururuyla sakince bardakları ovalıyordu. İşlerini tamamlayıp şöyle akşamdan kalan şarabından 1 kadeh doldurup, gecenin tadını balkonda çıkarmaya karar vermişti.

Şikayet ettiğinden değil, çok da keyifli bir akşam geçirmişti ancak kalabalık bir akşam yemeğinin ardından bu dinginlik ona iyi gelecekti. Nasıl olsa artık sabahları erken kalkmasını gerektiren bir işte çalışmıyordu. Geç de yatsa ertesi gün istediği saatte uyanabilecekti.

Tam bu düşünceler içerisinde bir yandan da mutfaktaki son bulaşıkları yıkarken telefonun çaldığını duydu.

İşini tamamladıktan sonra açmaya karar verdi ama telefonun bu kadar ısrarla çalmasına bakılacak olursa arayan kişinin pek beklemeye niyeti yok gibiydi...

Bu kadar ısrarla çalan telefona daha fazla kayıtsız kalamayarak mutfak havlusuyla elindeki köpüğü durulama zahmetine bile girmeden kurulayıp telefon sesine doğru, salona yürüdü.

Loş salonda, masanın üstüne yanan ışığın tam eline almak üzere uzattığı esnada karardığını gördü. Telefonu eline alıp ekrandaki 2 cevapsız arama yazısını okuduğu esnada telefon yeniden çalmaya başladı.

Bilinmeyen numara arıyor...

Bu kadar ısrarla arayan, bilinmeyen numara ? Allah allah diye içinden geçirerek yeşil sembolü yukarı doğru kaydırdı.

-Efendim?

+.............