BİR YARDIM ÇAĞRISI

“HOCAM YETİŞ!”

ACİL YARDIM ÇAĞRISI...


“Hocam yetiş! Ocağına düştüm…”


Her gelen öğrenci adayımın farklı bir hikayesi var. Kimi bir tartışmanın, kimi bir sohbetin, kimi bir sunumun, kimi bir toplantının hemen sonrasında kendini büyük bir sınavdan çıkmış gibi hissetmiş. Yardım isteyen, yetersizlik duygusuyla utangaçlık duygusunun iç içe geçtiği bir ses tonuyla konuşurlar, sorarlar neden konuşamadım diğer güzel konuşanlar gibi? Neden kendimi çok kötü hissettim insanların karşısında? Neden aklımdan geçenleri dilime dökemedim? Ya da önümüzdeki hafta bir sunumum var ve ben KORKUYORUM. Ne yapacağımı bilmiyorum... Bir başkası; konuşabiliyorum ancak anlaşılmıyorum, söylediğim her şeyi tekrarlamak zorunda kalıyorum Ve çok sinirleniyorum anlamıyorlar diye...


Bu hikayeler ve kahramanları işte benim işimin mimarları...


En ilginci bir aşk hikayesiyle geldi, “acil” diyerek bir gün ofise.. ACİL YARDIMA İHTİYACIM VAR. Önce tanıştık, bir sakinleştik, havadan sudan konuştuk. Ardından geldik asıl mevzuya... ACİLDİ. Çünkü sevdiği kızla evlenmek istiyordu. Ne ilgisi var diye düşünmüş olabilirsiniz... Hemen anlatayım..: Beyefendi bir mali müşavir ve sevdiği kız İstanbul’da bir avukat. Beyefendi, Akdeniz'e özgü hafif yerel ağızla konuşuyor; K harfi hafif gırtlaktan, A sesi fazlaca açılarak ve piyasada iş yaptığı birçok kişi muhtelif yerlere ait şivelerle konuşuyor, onlarla iletişimi daha kolay kurabilmek içinse bir gün Doğu, bir gün Batı, bir gün Karadeniz şivesiyle konuştuğunu söylüyor. Ancak evlenmek istediği kız istiyor ki her zaman İstanbul ağzıyla konuşsun... Kız dayanamıyor gırtlaktan gelen K'lere, fazla açılan A'lara... Önüne bir şart koyuyor, diksiyonunu düzeltirsen seninle evlenirim. Beyefendi işte bu nedenle başlıyor derslere. Çünkü BU ONA GÖRE hayat memat meselesi...

Karşılaştığım en ilginç hikaye idi, daha ilginci olana kadar... Sonra ne mi oldu?

Kendisine eğitim verebileceğimi söyledim ancak evlilik vadetmedim. Eğitime başlamak için tek bir şartım vardı, bunu da kendisine söyledim, bu şart konuşmasını düzeltmeyi isteyen kendisi olmalıydı, yani önce kendisi istemeliydi ve bunu kendisi için yapmalıydı ve beni de evliliğine ya da ayrılığına sebep olarak dahil etmemeliydi. Anlaştık ve eğitim başladı. Önce "k"ler düzeldi, sonra "a"lar... Daha sonrasını bilmiyorum gerçekten…Yalnız şunu biliyorum ki içselleştirilmemiş, benimsenmemiş her şey yapay olarak kalır ve takılan maskeler gün gelir yorar, gün gelir eskir ve düşer. Ve gerçek sevgi asla şarta bağlanmaz...


Sevgilerimle...