Soluk alıp verebileceğim kadar bir dünyam olsun isterim yalnızca
Fazlası hep israf, hep hırs, hep kendini aldatmak
Arka bahçemde güneşin selamı, rüzgarın soluğu
Kapım her gelen misafir için ardına kadar açık
Bilincim uyuşuk, tatlı sesi kulaklarımda günlerdir neşemin
Beklentilerimi kaldırmışım bilmem nereye, vurmuşum kilidi
Beni yavaşlatacak olan tüm yükleri atmışım gönlümün arabasından dışarı
Şehrin kaldırımları altımdan kayıp götürüyor beni çocukluğumun rıhtımına
Yürüyormuyum yoksa uçuyor muyum, emin değilim
Ruhum bu kadar hafiflemek için kim bilir ne diyetler yaptı
Onu oturup dinlemek isterdim, sorar öğrenirdim belki
Ancak acelem var
Yaşamak yağmuru damla damla düşüyor bedenimden ve
Ben henüz yeterince ıslanmadım
Sırılsıklam olana dek düşünemem hiçbir şeyi enine boyuna
Ruhum hafif
Dünyam “bana yetecek kadar”
Fazlasının lüzumu yok.