Birkaç beyin kıvrımımı dolduran bir isimden ibaret şimdi adın
Bir çocuğun parçalanan dizinde ki yara gibi geçti izin
Bıraktım kendimi sinsi duvarların arasında kendimle baş başa
Bir çiçeğin soluşu, bir çocuğun ölümüne şahit oldum çok defa
Sessiz cenazelerimde öğrendim güçlü kalmayı
Biri toprağa giderken diğeri geldi annenin rahminden
Kulağına belli belirsiz bir ezan
Hayatı boyunca asla kullanmayacağı bir isim fısıldandı
Gözlerimin önünde büyüdü çocuk
Sevmeyi öğrendi önce sonra acı çekmeyi
Birkaç hevesten ibaret hayatı bile çok geldi ona
Bir gece yarısı çıktı balkonun duvarına
Ardından sessizliği yırtan bir feryat
Ne sanadır ne de başkasına
Yalnız tanrıyadır bu isyan
İki çukurdan güzeline girmek içindir iman
Oysa bilmeli insan bu düzende gireceği tek yer iki metre derinliğinde toprak
Oldum olası sevmedim kahverengiyi
En sevdiğim şeye bırakın beni
Beni toprağa değil maviliklere bırakın.