Bir kılıcın köreldiğini görüyorum titrek ellerimde.
Bu kez soyluluktan değil avcumdaki ter.
Bu kez kendimi ölümsüz hissetmiyorum.
Bu kez seni unutacak gibiyim.
Evet, ben, Mağribi.
Titriyorum ve korkuyorum bu savaştan.
Hangi mızraklı geri adım attırmış bana?
Hangi topuzlu çatlatmış kalkanımı?
Hangi savaş borusu bastırmış ses tellerimi?
Ama işte, ben, Mağribi.
Saplanıp kaldım insan ektiğim topraklara.
Kalkanımı beni korumaktan aciz bıraktım.
Kaçınılmaz bir davetin yatağına düştüm.
Elbette ancak ölümle aldatabilirdim seni.
Ne yazık ki, ben, Mağribi.
Üzerime doğru süzülen okları seyrederken
Seni ne çok unutmak istediğimi hatırladım.
Desdemona, affet beni.
Sen aklımdayken ölmemeliydim.
Ve ben, sevgilin, Mağribi.
Ve devrildim ve yıkandım ve soğudum.
Dünya çürümeye benden başladı.