[Oysa O,

kumunda mutluydu.

Ta ki

Oynadığı hamursu kumun

Ne olduğunu

ona söyleyene dek

mahallenin haylazları.]


 

  1. SAHNE

 

(Sırtı sıvazlı haylazlar çetesi

Mahallede cumartesi

Bir sonun ilk ertesi)

 

Düştü pervazda iki sekimden sonra bilyesi

Oynamaklar zaten Toki evleri gibi

Bir de yuvarlanarak eriyen neşesi

Getiremezdi Alamanya'dan daha iyisini teyzesi

Ya da alamazdı emekli maaşıyla bir sürü, dedesi

 

Koştu nefesini tutmaya,

Dur deseydi annesi ütüden kaldırıp başını

Kalbi gerçekten duracaktı oracıkta

Ayakkabıları beyazdı, yerlerse siyah

Bağcıklarının kavuşmağına yoktu zaman

 

Yetişti, derken, sustu.

Kaçıştı iplerde asılı çamaşırlar mandal boşluklarına

Kepenk kapattı bakkal Ali Kemal,

Dedikodu durdu,

Çekirdekte çıt yok.

Aldı yerdeki taşı eline,

Vazgeçti o günkü çikolatalı sütünden

Allah ne verdiyse,

-sanki hepsini geri almış gibi-

Fırlattı çenesinden damlayan yaşları

Çocukluk odasına

 

İlk o gün kaybetti.

Hızını almış kartopu gibiydi, yokuşta.

Durmak için tuttuğu hep yük oldu omzuna

Çarpmadan durulmayacağını anlayınca

Daha da hızlandı durmak için sert bir duvara

 

Vazgeçti baba olmaktan,

Askere gitmedi,

-Sigaraya da başladı-

Öğretmen olacaktı, sevgilisi gibi

Yazık oldu,

İçine oturdu bilyesi.

 

 

 

 

Ağustos 2012