Kısa, yamuk saçlı kız; morarmış ve kanlanmış gözleriyle musluğu açtı. Yansımasına baktı; hayır, hayır bu kez seni dinlemeyeceğim. Yoksun sen. Mırıldanışı arkasındakini etkilemedi. Ardındaki hızla kıza yaklaştı, dudaklarını kulağına yanaştırdı. Musluğu açtım. Aklımdan geçenleri durdurmak imkansızdı.

Musluğu açtım. “Kaç yıl kısalır ömürden kesince ‘can’ damarlarını? Kaç yıl katar sana huzuru koklamak? Balık beslemek; gün doğumunu, kuşları, hızla yağan yağmuru ve ardından gökkuşağını izlemek; ömür boyu sevmek... Alır mı ölümcül soğukluğu içinden?”

Korkma, ağlama, dik yürü, karnını içe çek, kemerini sık, saçlarını uzat, makyaj yap, (ürperdim) ‘güzel’ ol. Çıplak ve soğuk sırtımda dolandı arsız parmaklar. “Özgür ol küçüğüm.” Bacaklarını sergile, insanları şaşırt ve aşık et. (Ufaklık; organlarımı saran, bir anne gibi kucaklayan kaburgalarıma vurdu. ‘Çıkar beni buradan!’) Güzel kok, güzel konuş ve asla küfür etme. Tenimi kesti, parçaladı arsızlar. Ağzıma bir pençe misali kapandı, kulağıma fısıldadı “Sessiz ol.”. İçimdeki şey tırnaklarını kırmızı etime geçirdi ve zevkle kıkırdadı. Ağladım. Tanrı neredeydi? İçimde mi? Bir ananın rahminde mi? Çürükçüller ciğerimi kemirmeye başladı, nefesim kesildi. Güneş gözlerimi kör etti. Yutkundum. Bir yılan kıvrılarak bağırsaklarımın arasından çıktı. Ben hiç aşık olmadım. Ben hiç doğmadım. Ben hiç iyi olmadım. Saçlarım uzamadı benim, tırnaklarım da. Hiç uçurtma uçurmadım ben. Ben, ben hiç...

Kız delirmiş gibi sallanmaya başladı. Küçük ve eski aynanın asılı olduğu pürüzlü ve yer yer harcı görünen duvara sürttü ellerinden birini. Herhangi bir tırnağı kırılınca durup eline baktı. Kan, parmağından pis lavaboya damladı. Güldü. Canıymış gibi kanayışına uzun uzun güldü. Sonra yağmur yağdı. İzmaritimi sokağa atmadım. Avucuma koydum yangınıyla. Zaten ne kendine yetiyordu yangını ne de avuç içime.

Ben hiç iyi olmadım. Ben hiç çocuk olmadım. Ben hiç temiz havayla doldurmadım ciğerlerimi. Hiç çiçek dikmedim ben.

Omzundan tutup duvara yasladım onu. Sonra da sarıldım. Saklandım korkularımdan. Bir kez olsun sevemez miydi beni? Bir kez olsun saramaz mıydı yaralarımı? Yaralarım sızladı. Ağzımdan kan damladı. Duman ciğerlerimden taştı.

Dudaklarımdan içime dolan karanlık yıllarca demlendi; göz kapaklarımda, saç tellerimde, parmak uçlarımda, hücre çeperlerimde. Dün ya da bugün arınmadı kanımdan. Yarını sinsice bekledi toksik karanlık.

Suyu kapadım. Klozete koştum. Kustum, midemdekileri değil aklımdakileri de. Kustum, iyi olana kadar. İyi olmadım.

“İyi olmayacaksın.”

Motheroflilith

2019