Kelebekler misali bihaber misin kanatlarından, Lilya?

Gözlerin bana bakmıyor, uzaksın bana. Bunca zaman nasıl da tozlanmamışsın ve hâlâ ilk günkü gibi ışıl, ışılsın raflarımda Lilya… Lilya uzaksın bana...

İçimdeki sana olan sevgimi bastıramıyorum, bedenimi aşmış bir ruh gibi sığmıyor dört duvarlara, atıyorum kendimi sokaklara ve şehri kaplıyor sevgim, sahi sen hissetmiyor musun? Mandalina kokusu var şehrin sokaklarında, birileri cebinde mandalina taşıyor aşklarına.

Lilya…

Gözlerinden öpmenin, ayrılığı böyle getireceğini bilemedim!

Ellerin sigara kokmasın kolonya dökelim,

Kısa saçlarına parmaklarım karışsın Lilya.

Geç saatte beklediğim dolmuş durağı bile üşütmüyor beni.

Öyle ki hülyalara daldım, sen gittin ben o hülyalarda esir kaldım. Gelip de, gelip de ne zaman kurtaracaksın? Gidiyorum, gidiyorum bu şehirden, lakin kalmak var içimde.

Kendim için kalabilirim, yalnız senin için gidiyorum.

Bu şehir bize kırgın, mevsim bize küs Lilya.

Sen gideli, kış örtmüyor şehrin üzerine beyaz örtüsünü.

Lilya.

Öyle usulsüzce gittin ki ardından su bile dökemedim.

Şimdi hangi müzik dinler beni? Hangi kitap okur, hangi film izler beni? Hangi tiyatro oynar, hangi sessizlik duyar beni? Hangi ressam mutsuzluğumun tablosunu yapar ve kim bu mutsuz tabloyu duvarına asıp bakar?

Mutsuza kim bakar Lilya, mutsuza kim bakar? Saçların uzuyor Lilya ve ben şahit olamıyorum.

Eşlik ettiğin şarkıları duyamıyorum.

Kırgınım bu şehrin gün batımlarına, hep erkenden kararıyor hava, oturup konuşamadık gün batımlarının güzelliği hakkında.

Birileri bakkaldan sakız çalmayı bıraktı ben de şiir yazmayı bırakırım zamanla.

Lilya…Lilya

Gözlerinden öpmenin, ayrılığı böyle getireceğini bilemedim. Kalabalık bir inançsızlıkta sana inanıyorum. Hiç bulunmayacağın bir yerde sana denk gelmenin ümidi var içimde Lilya, sana sarılmanın hevesi var.

Öyle yabancı bakma.

Rüya Duvarları kitabının beşinci sayfasının son cümlesinde kaldım ben.

Çizdiğim kadar yazıyorum, yazdığım kadar susuyorum, sustuğum kadar da yok oluyorum Lilya.

Kendimi bulmak istemiyorum, biraz seni yaşayıp gitmek istiyorum, biraz yaşayıp gitmek Lilya.

Ben içimde hasreti ağırlıyorum binbir hürmetle.

Lilya, ben mi durgunum, sen mi mutsuzsun, biz mi kırgınız? Senden anılar taşıyor bu şiir, Senden anılar taşıyor bu şiire Lilya. İçimde ürkek kelimeler var, dilimden dökülüp, incinmeye korkan kelimeler var.

Lilya, lilya gözlerinden öpmenin ayrılığı, böyle getireceğini bilemedim.