bir çocuk gelecek. bir çocuk. küçücük. kanlı duvarlar arasında serzenen bedeni ezik büzük. elini indir ya rab! kirpikler kıyama durmak üzere; şu karlı iki dağın arasına bak!
bir peygamberden gelen iki top, bir ışık mezbelesinin içe göçüşü. bir meczubun dilinden gıcır gıcır bir ilahi, "senin rabbin senin ona kendini hak gördüğündür. alemlerin rabbi ise dilindeki kördüğümdür."
rabbin kudreti elindedir, rabbi rab kılan ise kudretinden müteşekkildir. bu yüzden toplar -hop!- ellere denk gelir.
yüce peygamberin -hem kıyan, hem yaşatan, vefasızlığıyla tanı ağartan- infazı ise bebeğin çığlıklarını ayak bileklerine dolayıp denizlerle bütünleşmektir.
"toplar atılmayıvereydi, bebek poposuna şaplağı yemeyivereydi, peygamber yaşayıvereydi... peygamber... bu ne biçim peygamber!" der bir manifaturacı, derbeder.
"git, emret
seni var kılanın elçilerine; bir ebe, kendisini ebe kılanı bir daha ebe kılmasınlar diye sokarsa burnunu iki bacak arasındaki o deliğe, ana yurt işte tek bir tanrıdan teşkil olur öylecene; topları hazırlasınlar. zira kullar yaratamazlar, yaratamayanlar var olamazlar."