şirin, sevimli bir çocukken,
kendimden geçtiğim bu günlerde,
gecelerin soğuğunda oturmuşken,
ruhuma yağmış yağmurların içinde boğulmuşken,
ve kendimi bir bir savurmuşken ortalığa,
aynaların karşısında canhıraş çığlıklar atmışken,
mâra olmaya yaklaşmışken,
arkadan gelen kısık sesli şarkıyı duymaya çalışırken,
bir bir eksilirken kendimden,
başka türlü içimi nasıl dökerim bilmem,
mâralaştım derken şaka yapmıyorum aslında,
gerçekleri anlatmak için bir kelime bile yetiyormuş,
beni çığlık atmaya zorlayan o söylemler,
özlemler, gidişler, kıvranışlar,
kendinden geçişlerin ve şirin sevimli suratlar,
ağlamaktan gözlerinin görmediği bir gecede,
vuslatın görünmediği zamanda,
gözyaşlarının özgürlüğe kavuştuğu bir zamanda.