Serin serin eserken rüzgar "Hava alma vakti." dedi Bekir. Bekir olacaklardan habersiz, masum… Çıkıyor dışarı. "Neden çıktın Bekir?" diyecek sonra duvara vururken kafasını. Havayı içine çekerken susadı Bekir. İçmesen olurdu be Bekir! Bir şişe suyu alacakken amansız bir ihtiyaçlar listesi sıralandı zihninde. Bismillah Bekir. Reyonlara takılıyor gözü. Evde peynir yoktu, şuradan da süt almalı. Ne zamandır içilmiyor. Gene içilmeyecek. Muhallebi yapar o zaman. Hiç burgu makarna da yok. Kıyma da mı alsa şuradan? Et de mi yemesin bu Bekir? Yetti canına hesap kitap. Aldığı 3 parça. Deterjan? "Çüşş" dedi Bekir, biz susalım. Şurdan bir market arabası lazım. Ne de çabuk buldu. Doldur Bekir, hepsi ihtiyaç, kandırıyorlar seni lüks diye. Bekir'in burasına geldi. Yanındayız Bekir, geliyoruz seninle. Poşet parası çıktı bir de. Kasiyer mutsuz. Kimseye baktığı yok. Onun da canı burnunda Bekir. Dıt dıt dıt. "Temassız var mı?" Olmaz mı? Ne diyor bunlar Bekir? Bir dakika! Ne diyor bu hanımefendi Bekir? Ah Bekir! Bir şişe su alacaktın oysa. Bekir'in tansiyon oynuyor. Sokakta çocuklar top oynuyor. Çocuk mutluluktur Bekir. Huzur bul onlarla. Bekir gömüldü fişe. Tek bir şey eksikti: Su yoktu poşette.