Mart ayı yaklaşırken içimi hep bir heyecan kaplar. Baharın gelişiyle birlikte hayatımızda olumlu değişimler olacak gibi hissederim. Marteniçka geleneği de bu heyecanımı destekler.

Marteniçka, kırmızı ve beyaz iplerden yapılmış bir bileklik. Bu bilekliği Mart ayının ilk günü dilek dileyerek bileğinize takıyorsunuz. Leylek gördüğünüzde ise yine dileğinizi dileyerek çiçek açmış bir ağaca bağlıyorsunuz. Leylek göremezseniz Nisan ayının ilk günü yine çiçek açmış bir ağaca bağlayabilirsiniz.

Bu gelenek aslında bir Bulgaristan geleneği. Göçmenlerin yoğun olmasından dolayı Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli’de de halen devam ettiriliyor.

Marteniçkanın çıkışıyla ilgili iki efsane var. İlki Nuh Tufanı ile alakalı. Efsaneye göre karanın göründüğünü haber vermek için yola çıkan ve ağzında beyaz bir ip taşıyan güvercin yolda yaralanır ve ipe kan bulaşır sonra bu ip kutsallaşır.

İkinci efsaneye göre de Bulgarlar arasında haber taşıyan bir güvercin verimli bir toprak bulunduğunu haber vermek için ağzında beyaz iple yola çıkar. Yine yolda yaralanır ve ipe kan damlar. Bu ipi bulan kişi ipin kutsal olduğunu düşünür ve koluna takar. İp artık hem kutsal hem de gelenekseldir...

Efsaneler ne kadar doğru bilinmez ama bu gelenekte insana umut veren bir şey var. Dileklerimizi belirledik mi?