Hani gerçekten sevdiğim birini kaybetmiş gibi üzülmüştüm kitabın sonunda. Ah Martin! Azmine, kendini eğitmesine, iç disiplinine ve kendine olan inancıyla dik duruşuna hayran kaldığım Martin. Hiç unutamayacağım keyifli bir okuma serüveniydi. Amerikalı yazar Jack London tarafından 1909'da yazılmış yazarın hayatından izler taşıyan yarı otobiyografik bu roman hem içerik bakımından hem de edebi kurgu açısından güçlü. Ayrıca dönemin Amerika'sının toplumsal ve ekonomik atmosferini canlı bir şekilde sunuyor.


Eğitimli bir genç kız (Ruth) ile fakir bir denizci gencin (Martin) aşkı merkezinde; sınıf farklılıklarını, bireyciliği, sosyalizmi, burjuva sınıfı eleştirilerini, azmi, disiplini, eğitim sistemini, edebiyat ve sanat dünyasını, insanın kendini gerçekleştirmesinin maliyeti olan izolasyonu derin bir şekilde sunuyor.


Birçok düşünür, bilim adamı ve sanatçı, eser ve mekana atıflar yapılıyor. İş bankası yayınlarına ait bu kitapta yapılan bu atıflarla ilgili eserin sonunda elli sayfa kadar dipnotlar olması daha iyi anlaşılmasını sağlıyor.


Eser bildungsromanın alt türü olan küntslerroman (sanatçı romanı)dır.


* Bildungsroman, edebi bir türdür ve genellikle bir karakterin çocukluktan yetişkinliğe kadar olan süreçteki gelişimini ve olgunlaşmasını konu alır. Başlangıçta Alman edebiyatında gelişmiş olsa da, dünya edebiyatında geniş bir kullanım alanı bulmuştur. Örnekler arasında genellikle "Great Expectations" (Charles Dickens) ve "To Kill a Mockingbird" (Harper Lee) gibi eserler verilir.


* Küntslerroman: Bir yazar, ressam veya müzisyenin yetişme, kendi sanat potansiyelini tanıma, sanatta ustalaşma ve kendisini çevresine veya sanat dünyasına kabul ettirme süreci ele alınır. Bu süreçte aştığı zorlukları, yaşadığı güzellikleri, deneyimlerini, yaşama dair hislerini anlatır.


*** "Vardığın hükümler, okuduğun kitaplarla paraleldir mutlaka."


*** “Senin de fikirlerin, tıpkı giysilerin gibi başkaları tarafından üretilmiş.”


*** “Seni kitap okuyan insanlarla tanıştıracağım. Hayat, ancak böyle insanlarla bir araya geliyorsan yaşanmaya değer.”


*** "Hep kendi başının çaresine bakmış bir kızın gözleri yumuşak ve kibar olmaz."