Adının mevsimler doğurduğu bir bahara gebeyiz. 

Hayatsız kaldığım herkesten gizlice, 

Öylesine bir tende, 

Senin ruhunu, kışı kendince dağladı.

Cildin çürümüş bu şehrin havası,

Gönüllerimizi birbirine bağladı.


Dünyanın acıları tıkandıkça bir bedende,

Senin sesinle seslendirir meyveleri,

En güzel mevsimlerin içinde.



Islanmış aynalarda şaşırtırdı beni, 

Kendi yüzüm.

Sana dokunmadan önce.


Uzun uzadıya uykularım kaçardı benden, 

Uykusuzluğumla,

Senli temaslara geçmeden önce.


Senin külden parmakların vardır.

Bana dokundukça sirayet edilir, 

Açılır girdaplar.

Yüzlerimizin açılan birbirine karanlık duvarlarını öpersin, 

Benimle birlikte.

Ellerime seni eklerim,

Seninle dolmadan önce.

Nasıl ki gömleğinde seninle gezinen bir ben vardır,

Ben gömleğinden önceyimdir,

Sana gerekliliğimle birlikte.


Beyinlerimizde dolaşan kanla dolu hüsranı,

Bir anatomi bilgisiyle dağıttık.

Ay, biz neredeysek orada bizi bulacaktır.

Gizliden gizliye örgütlenerek beynimde,

Bir saltanat yeşerten sen,

kendini seninle dizginleyen ben.


Heyecanlar seni seyreder her yükselişlerinde,

Umutlar seninle büyürken gelişmelerinde,

Bellidir ki senin gülüşlerin,

Tüm bu muammaya,

Tüm bu yakarışlara, 

Haykırışlara ve ömrüme gebedir.

Belli ki sen, 

Heyecanlara bedelsindir.

Simanla beni diyardan diyara,

Uçurmadan önce.

Bir masala yaraşan şenliğiyle.