Lise yıllarımda yarım bıraktığım bu kitabı okumaya bir kitap rafında sayfalarını karıştırdığımda müzesi için tek girişlik bileti olduğunu gördüğümde karar verdim ve müzesini gezmeyi kafama koydum.


Bu incelemeyi yazmak için uzun süre bekledim. Sanırım kitabı okurken ve müzesinde gezerken hissettiklerimi, altını çizdiğim birçok yerdeki duygularımı sindirip açıklayabilmem için zamana ihtiyaç duyduğum, gerçekten etkileyici bir kitap. 


Kitabı okumayı düşünenlere önce müzesine gitmelerini tavsiye ediyorum. Ben önce müzesine gittiğim için belki de bu kadar hissederek okudum kitabı. Orhan Pamuk’un ses rehberliğiyle müzeyi gezerken romanın içine girdim adeta. Kitapta geçen her detayı, eşyayı somut bir şekilde görmek büyüleyiciydi. Okurken kendimi eski İstanbul sokaklarında dolaşıyor gibi hissettim. detayları, eşyaları hatırlamak apayrı bir deneyimdi. Şu zamana kadar gittiğim en etkileyici müze olduğunu söyleyebilirim. Her detayıyla hayran kaldım. Bir kere de kitabı okuduktan sonra gitmeyi planlıyorum.


Kitap saplantılı bir aşk hikâyesini anlatıyor. Öyle ki yıllar süren buhran, ızdırap dolu aşkı anlatan kitabın son cümlesi: “Herkes bilsin çok mutlu bir hayat yaşadım.” Bu cümle bana Kemal’in acıdan beslendiğini düşündürdü. Karakterleri sevemesem de hislerini o kadar iyi hissedebildim ki. Kötü yönlerinin onları daha gerçekçi kıldığını düşünüyorum. Kitap Kemal karakterinin ağzından anlatıldığı için Füsun’un hisleri biraz gizemli kaldı. 

 Aşkın gerçekten insanın kimyasını bozan bir şey olduğunu düşünüyorum. Birine delice aşık olmuş kişilerin daha anlamlı bulabileceği bir kitap.


Bu arada eser "Hatıraların Masumiyeti" adıyla sinema filmine de uyarlanmıştır. 📽️ İzlemek isteyen olur belki diye söyleyeyim dedim. 🌸



Büyülendiğim bir müzeydi.

<333

02/11/2022, Beyoğlu