Öncelikle film izlediğim ilk Zeki Demirkubuz filmi. Türk sinemasının bu kolundaki diğer filmler gibi bu filmde de sorunlu insanların hayatları anlatılıyor. Hayatları bir pansiyonda kesişen insanların hikayesiyle karşılaşıyoruz. Eski mahkum Yusuf rolünde Güven Kıraç'ı, seks işçisi Uğur rolünde Derya Alabora'yı, Uğur'un saplantılısı Bekir rolünde ise Haluk Bilginer'i seyrediyoruz.Bu üç oyuncu karakterleri muhteşem bir gerçekçilikle oynuyor, bu sayede film izlemiyor da roman okuyor gibi hissediyor insan. Haluk Bilginer'in kırdaki yedi dakikalık tiradı ise enlerden biri.
Sonradan öğrendiğim Demirkubuz'un filmlerinde bulunan kapanmayan kapılar bu filmde de mevcut. Oyunculuklar çok gerçekçi, senaryo çok güzel bağlanıyor ama bu tarz filmlerin hepsinde olduğu gibi filmin başında olay akışı çok düşük dolayısıyla bu bölümlerde sadece rollerle ve düşüncelerle yetinmek zorunda kalıyorsunuz. Her zaman düşünüyorum, bu kaliteli filmlerin olay akışı son yarım saat dışında neden gerçekleşmiyor diye. Umarım bir gün cevabını bulurum.
Candeniro
2020-04-15T12:30:57+03:00Alıntılarla Yaşıyorum paylaştığın yazıyı okudum. Gerçekten çok iyi çözümlenmiş karakterler. Özellikle 3 masum olmayanın seyirciye sevdirilmesi ilginç geldi bana.
Alıntılarla Yaşıyorum
2020-04-15T11:21:24+03:00Bir katkı da ben yapayım. Demirkubuz'un tarzı zaten bilindiği gibi Dostoyevski'nin varoluşçuluğundan esinlenmeyle doğuyor, bu yüzden Demirkubuz'un film karakterlerinin psikanalitik yorumlarını okumayı kendi adıma çok seviyorum. Bu yazınızın üstüne eğer okumak isteyen olursa diye şöyle bir link bırakıyorum: https://www.tavsiyeediyorum.com/makale_10032.htm
Bence süper
Candeniro
2020-04-15T03:37:06+03:00Kader bence daha sağlamdır.