Basit bir şekil örüntüsü içerisinde hayatıma devam ediyorum. Bilmem kaçıncı kez tekrardayım. Bir koşu bandının üzerinde gibiyim ya da bir hamsterin çabası ve yaşam gayesi içerisindeyim. Kabımda biraz heyecan, bir tutam umut var. Ama bunlara prangalar vuran yaşanmışlıklarım var. Çok şey yapmak istiyorum.


Yeniden ayı keşfetmek, yazılmamış bir şarkıya ruh vermek istiyorum. Bir kelebeğin kanadında dünya turuna çıkmak istiyorum. Daktilo olup, 1940’lı yıllara gidip Nazım'ın kalbi ile parmakları arasındaki haykırış bağının birinci elden şahidi olmak istiyorum. Ya da bir yağmur tanesi olup bir kuşun yuvasında can suyu olmak, bir çiftçiye umut olmak istiyorum. Kimsenin bilmediğini bilmek, görmediğini görmek; bakir ormanların, derelerin, tepelerin, vadilerin sesini duymak istiyorum. Bir çobanın neyi olup ıssız karanlıkta sonsuzluğa yankı olmak, ateş böceği olup sahte ışıkların aksine gerçekçi, "ben buradayım" dercesine hiç sönmeyesi ışığım ile yol gösteren olmak istiyorum. Bir garibanın evindeki sobaya attığı odun, masaya koyduğu aş, alnından akan en helalinden alın teri, belki de çocuğu uğruna harcadığı cebindeki son metelik olmak istiyorum.

Ben Mecnun'un kalbi olmak istiyorum. Kanaya kanaya, ağlaya ağlaya, yıkıla yıkıla "Leyla, Leyla" diye atmak istiyorum. Ben sevginin en saf ve sabırlı anına tanıklık etmek istiyorum. Hiç yapılmamış bir icat yapıp insanlık için büyük dertleri ortadan kaldırmak istiyorum. En basitinden; geçmişe dönüp o çok haz aldığım anları tekrardan yaşamak istiyorum. Bir balığın solungacındaki oksijen olup kayıp balık Nemo'ya nefes olmak istiyorum. Ne bileyim, Newton'un kafasına düşen elma, Platon'un içinde yaşadığı ağaç kovuğu olmak istiyorum.

...


Ben çok şey istiyorum. Size imkansız gelebilir bu anlattıklarım. Senin hayatın tekrardan değil imkansızlıkları istemekten dolayı bir adım yol almıyor, diyebilirsiniz.

Ama sorarım şimdi; Youtube'da bir video açıp göremez miyiz ayın keşfini? Ya da ilgisiz bir zamanda ilgisiz kelimeleri bir araya getirip salıvermez miyiz doğaya bir melodiyi? Hiç baktın mı kelebek kanatlarına? Hepsinin deseni birbirinden farklı renkte dünya... Hiç açıp okudun mu Nazım'dan bir "Sen Benim Sarhoşluğumsun"u? O zaman anlardın kelimelerin dans ettiğini…


Böyle uzar gider ardı arkası kesilmeyen binbir vagonlu tren gibi.

İyi de ne ki benim derdim? Bak, yapıyorsun istediklerini, diyeceksin.

Bir şey yapmak isteyince dur diyen eller, yapma diyen akıllar, menfaati uğruna göz yumulan olaylar… Beş kuruş verip üzerinden elli kuruş kazananlar... Nasıl tarif edilir bilmiyorum ama benim sözlüğümde şöyle diyebilirim:

Çok şey istiyorum ama her seferinde kendimi parmaklıkların arkasında buluyorum. Bazen ruhen, bazen bedenen, bazen de her ikisi birden. Bir şeyleri değiştirmek istiyorum, isyan etmek istiyorum; plak gibi en başa sarılıyorum.


Yoruldum. Bir örüntüden ibaret dedim hayatım; bu işte hikaye. İstiyorum, olmuyor. Daha güçlü istiyorum, olmuyor. Olmadıkça kulaç atmak için en başa dönüyorum.

Tek bir dileğim var... Bu örüntüye bir nokta koyabilirsem belki tekrar sayısı değişmez ama emin olun şekli, düzeni aşırı değişir... Saygılarımla.