Suflörün damağında diken kırıkları. Kanının karası dudak çukurundan çenesine boydaş. Sicilinde yazıyor ki, ilk sahneden evvel bir demet gül yemiş.

Perdenin havalanışı, uğultuya ket vuran kımıltısız umultu.


Sedyedeyken kulağımı ağzına çekip fısıldıyor,


-Ayıklığa serzenişti o çığlıklar. Yanlış telaffuz edildi her şey. Hatırlıyorum ışıkları. Tepede ve parlak. Ve seyirciler. Söylenmemesi gereken şeyler suç mudur, komik mi?


Mavili kırmızılı, ihtişamlı hatime. Diken tükürüyor,


-Sonu sonsuz kıldım. Perde hiç kapanmadı; ki bu saatten sonra kırmızılı mavili kıpraşmalar, boğum boğum gıdıların devinimleri, kıkırtıyla avamlaşan hava, sonra ışıkların kokusu, kanın kör kılım melekesi; sonu sonsuz kıldım. Perde hiç kapanmadı. Son.


Suflörün mahlası Çıngıraklı Saat.