Mayıs 16...
İnan ne kadar isterdim yanında olmayı,
Beraber yakalım mumları,
Hayaliyle dilek tutup yeni yılların.
İsterdim unutalım kavgaları, fazlasıyla yaşadık.
Tadı yok hayatın.
Tavırlar saldırgandı,
Kuraklığıydım sanki çiçekli yollarının.
Olsun güneş hep ilk sana açsın.
Korkardım,
Canını acıtmamdan korkarsın.
Sanki hiç tanışmamışız gibi anlamsız.
Çok çabaladım,
Dudaklarında güzel bir gülümseme kalsın,
Ya da gözlerin ruhumda aşk arasın.
Ne şiirler yazdım, mısralar manasız.
Bu cümleler seni sana nasıl anlatsın.
İmkanlar kısıtlı, zaman azdı,
Kendimden çalıp sana ayırdım.
Hak etmedim, çıkarken bıraktıklarını,
Bir düşman gibiydim, öyle kaldım.
Kararsızlıktı en zoru, yaşadık.
Sana göre takıntıydı,
Sıfatlar farklı,
Daha farklı tanımlardım aşkı.
Şimdi adımlarım yalnız,
Bir duraktayım.
Bin yıldız kapatmış ışıklarını.
Sarmış çehreni afitabın kara bulutları.
Bir melek neden saklanır?
Mesafeler vardı, mesafeler batsın.
Geldim buradayım, şehirler aynı,
Aynı sokaktayız, dünyaların farklı.
Gitmek vardı, bir çiçek bırakıp kapına.
Anımsatmadan adımı,
Bir köşeden izlemek vardı
Yeni yaşını.
Ama kızardın.
Olmadı...
Bu arada, başka gezegenlerde solmasın yaprakların, prens koruyamamış ufak bir gezegende yapayalnız...
Nice nice mutlu yıllara, nice nice yıllara...