Cumartesi günü, Bay Erskine’ın yeni icat peruğu,
sıradışı boyutu ile Westminster’da yargıçları
utandırıp, eğlence konusu oldu. Tüm ciddiyetiyle
Lord Kenyon dahi, gülmezlik edemedi.
bir saksı dolusu kanlı tokmak
kuyrukları kırçıl meteorlar
kanın tokmağına dart oku;
okun eyerinde kıçım isilik
yalnız iki saat: füruğ yine birinci
herkes ölü, herkes ölü ve ben on,
dokuzuncu yaşımdayım
Ne mi?
Her şey, herkes; ufukta alacalanan umut, seraba evrilen pırıltılı bir utku, buna binaen tüm yaşanmışlıkların gürültüsü, silah seslerinin peşi sıra gelen bilincin duyumu; doyumu, kurşunun deriye isabet edişi ve bir şeylerin yittiği yahut yitiyor oluşu gerçeğinin farkındalığı, gözüm açıkken gördüğüm düşler, hayalimde yaşattığım tanrımın toprağa, gömütlere düşen aksi, usun yakıcı yalımıyla kavranan ve kavranamayan her şey tarafından ama kelimenin tam anlamıyla her şey tarafından
-katlediliyorum
ve herkes ölü, herkes ölü ve ben on,
dokuzuncu yaşımdayım; ve
bir saksı dolusu kanlı tokmak
kan; ve tokmak: sonra
utkudan dileğim, eyerin kıymıklarını içine solumasıdır
herkes ölü
ve ben merdivenin karanlığıncı basamağındayım
etim karanlık ve ben
karanlığıncı *sondayım
ve insanlar soluk
ve insanlar gölge
ve ben on, dokuzuncu yaşımdayım
sonra, meteorun kuyruğu kırçıl
var artık