Bir Çinlinin uydurduğu Maymun Kralsın diyelim ki
Yakışıklı ornamentlerle parlatılmış adın ve Asilliğine yaraşır huzurlu bir kılıf aradığın
Wahlheim
Aşk acısından ölmeyip sağ kurtulacak kadar da şanslı olduğunu varsayalım
Sanki her sağ, kurtulmuş gibi
Çarpım tablosunu ezberleyebildiği için matematiği yendiğini sanan bir ilkokul talebesinden farksız bir bilmem ne filozofusun belki bu akşam ?
Yine de bu seni imparatorlaştırmaz mı ?
Uzaklara gidildiğinde uzak artık o kadar da uzak değildir, asıl uzak, birisini tam manasıyla tanıdığını düşünecek kadar kendine güvenmektir sanırım. Aptal olmak yani,sanırım.
Ben hep sanırım bu arada, keskin fikirler biraz korkutur beni, hatta belki bu yüzden sevmiyorum köşeli masaları, köşeli kartları ve pek köşeli seni.
Haklı bir sevmeyiş bu, haklı ve muzdarip
Beylik laflar etme dedi bugün bana biri
Zannedersin Hanımlık lafların bir hatırı var gibi,
Hep mi böyle mizojinisttiniz yoksa sonradan mı tertip edildiniz?
sonradan yaratıldığı dayatılan kadın gibi?
Duymaktan pek hoşlanacağın konuşmalar yapmaya müsaitliğim yok, dilersen kusura bak
Dilemezsen, dilediğin şeyi yapmakta nasılsa özgürsün
Eli cebinde gezen şarkılar da söyleyebilirdim oysa tüm gücümle gerilip İsa’dan kalma bir çarmıha
Lakin hiçbir harita kucak açmıyor
Bir kez Akdeniz açıklarında battım
Bir kez de Karadeniz
Batan gemi değildi bendi ben
Üzerime öyle sebil edildi ki sevgi, görseniz
16.yüzyıl, tahtta VIII. Henry
Utanmasam sana lordum diyeceğim
Utanmasam bir akrebe Sevda besleyeceğim
Hey yavrum hey bir kere de şaşırt beni.