ibrahim, kırılmak puttan eskidir, bilmiyorsun.
bilmiyorsun yakmayınca ateş seni
burada yangınlar ne turuncu ne zebercet ne ah u figan
göğ yarıklarından yağmur taşıyor gözlerime
boşluk ve devletle hüzün yetiştiriyorum
ayağımı bir suya takılı halde gülenler beni
bilmiyor oysa
şurama dayanıyorum ibrahim, bütün kemiğimle bıçağa
bir uzağın sırtı gibiyim yakışmıyorum dünyanın hiçbir penceresine.
ben değilim nergislerle beklenen.
değilim morsüsen, çatkapı bir otobüs sevinci.
beni bıçağına ısmarla ibrahim, elinden hiçbir şeyin gelmediğiyim.
yolda belki allah bulurum, yolda belki cehennem
beni üzülmüş bir çocuğun kalbine ısmarla ibrahim
baltanın suçu yok,
sevmek puttan eskidir, bilmiyorsun.
şu belimin kırılmışlığını öldür,
saçlarımın dökülmüşlüğünü, üzülmüşlüğünü ellerimin
beni ayetine sür, beni gazozuna bağışla ibrahim
hem gül hem gürz taşıyorum içimde, bilmiyorsun.
dargınım sabahlarına dünyanın, sokaklarına kızgınım, ağaçlarına küs.
yaşamak da bazen intihardır ibrahim, yaşamak da küfür.
uyanmakla edilen hata iyi şeylerden bahsetmekle devam ediyor
yemyeşil kör oluyorum, yemyeşil kör ediyor burada devlet
beni güzelt, beni horgör, beni parçala
suyla söndürülmüyor yangın
kemiğimi bıçağa, beni allaha ısmarla ibrahim.
çok haklı kaybediyorum, bilmiyorsun.