sessizliğin içinde bir kayboluş
evet bu benim eserim
ben kayboldum o koca sessizlikte
hem de ne kayboluş
derin bir kuyu, karanlık bir zindan sanki
suretlerimiz de kayıp
bir tek sarmaşık olmuş ruhlarımız başrolde
kafamızın içindeki hayaletler acı dolduruyor bedenimize
güneşi geride bırakmışız da dünya soğumuş sanki
ama bir tek ben üşüyorum gibi
ben “hiçbir yerde” yalnızlığımı besliyorum
karışmıyorum kalabalıklara
fark etmez zaten kimse beni
cebimde sadece buruk hikayeler taşıyorum
bak ne güzel de üzülüyorum
güz yağmurlarında kaldırımlara uzanıyorum
kelimeler raks ediyor zihnimde
lügatıma yabancı olan o kelimeler
nereden geldiler, nereye gidiyorlar, bilmiyorum
belki de şiir olmayı bekliyorlar
ya da melodilerini arıyorlar
sanırım anlamlarını yitirdiler
sözümün bittiği yerde meçhule sürüklendiler