Dürüp büktüm, o mecrûh bakışlarımı.

Bir düzlüğün yokuşa evrilişini gördüm.

Söz, zehir oldu; gülerken ağladım.

Benim eşiğimden her dâim soğuk sızar.

Sıcak bir iklîme ayak basamadım, yazık.

Kirpiklerim döküldü de toplayamadım.

Hengâmeler taştı içimden, oluk oluk...

Cânım, kanım, umudum, hasretim dağlandı.

Alevi yükselen büyük acıların âşığıydım.

Küle dönen sevinçlere yüzümü döndüm.

Kimmişim, neredeymişim, nereye gidecekmişim?

Ben, yollar kapansa da gönüllüydüm açmaya.

Lâkin sor bakalım, bir kürek tutacak mecâl kalmış mı ellerimde?