Sadece anlaşılmak istiyordu. 

Anlaşılabilmek ve anlayan tarafından sevilmek.

Kararmış bu dünyanın yakasına sürdüğü onca acının içinde acılarından öpülmek istemişti. 

Bir dağ bulmak ve o dağın heybetli gölgesinde nefes alabilmek..

Merhamet onun aradığı aşktı. 

Aşkın ne olduğunu da bilmezdi.

Bir çift yeşil göze kandı. 

O gözler dağ oldu, koca çınarlar dikti oralara.

Tüm kuraklıklara tüm kıtlıklara rağmen. 

Tırnaklarını topraklara vura vura ekti. 

Kanayan avuçlarına aldırmadı. 

İnandığı dağ.. 

Emek ve vefa ile olurdu ancak. 

Tek başına. 

Şimdi tek kaldı Mehpare.

Dağ sandığı yeşil gözler mezarı oldu. 

Ateşe verdi çınarları. 

Alevlerin her çıtırtısı kalbinde daha da büyüdü.

Daha ve daha…

Anladı Mehpare

Yakılan çınarlar değil, acıtan ateş değil yüreği idi.