Ben şiir yazmamalıydım

bu envai karanlıklara.

Örgümü de yarım bıraktım

aklımın şişli yumağında.

Eh, mutluyum da arada

Allah sizi inandırsın

-Yağmurlar dinene kadar ama-

Hadi kullanayım eski kelimeleri

sürgün edildim mektup zarflarında.

Bundan mütevellit

şu köşede bir damga yazayım,

çabucak.

Adresi de iliştireyim ilişiğe:

“Bir arpa boyu yol, alabildiğince.”

Fazla mı açık oldu?

Dur hemen kapatayım

bir zarf açacağıyla.

Bundan kolay ne var?

Zor olan sürünceme çıkmazı.

Benzemesin bu da diğerlerine.

Beynimde sokaklar var, güneşli.

Gözümü alan ışık

kaynatıyor öfkemi fokur fokur.

Ben mesire alanı değilim,

git buradan.

Keyif kahvesi olmak isterdim ama,

bol köpüklü orta saçlarımla.

Karamel kok(la)mak istiyorum.

Sende var yuvarlakça, biliyorum.

Çok şey istiyorum, çok.

Zahmetliyim,

külfet olurum yorgun omuzlarına.

Kötüsü mü,

gideyim de boğulayım

kule pervazlarında.

Ben de kurtulayım, ben de!