Yüzüne sarılmak isterdim o gün kız çocuğu, üşüyen ellerimi ellerinle ısıtmak. Anlatırken bana kırgınlıklarını saçlarına dokunmak isterdim, senin için boyamak bu dünyayı.

İsterdim geçmişi değiştirebilmek:

Sana çektirdiğim acıların çaldığı çocukluğunu parka götürürdüm mesela, büyüme isterdim. Güçlü kollarım olurdu orada, altın bir tepside toz pembe bir hayat sunardım sana. Saçlarının renginde papatyalar toparladım senin için görmene engel olurdum bu kadar kötülüğü. İçinde senin adının geçtiği bir masalla uyuturdum geceleri seni, kaybettiğin tüm oyuncakları toplayıp baş ucuna koyardım.

İsterdim kız çocuğu bu dünyayı değiştirmek senin için. Sevdiklerinin hastalıklarını ellerimle iyileştirip, güzel günlerin geleceğine söz vermek.

Ben Tanrı değilim be kız çocuğu ama onun kadar kötüyüm ki gözünde yaşla büyüttüm seni. Gökkuşağının renklerini çalıp karanlığa hapsettim seni.

Affet beni kız çocuğu; bana baktığın gibi bak, beni sevdiğin gibi sev bu dünyayı, sana söz bir iyilik illa bulacak seni.

25.10.21