benim kopuşum can götürür bedenden

ama senden kopmak

dağı, taşı, toprağı ve nehirleri alır da 

uçurumların dibine bırakır sabaha karşı

bir tükeniş hikâyesi dolaşır durur dillerde

benim bu kederim

benim bu serzenişim

benim bu ucu bucağı olmayan tükenişim, 

sabaha karşı dolar gözlerime

annesiz bir çocuk olurum

bakışı nasıldır bilmem yeni doğmuş kedilerin

işte öyle ürkek, öyle çaresiz olurum

benim gidişim batar göğsüme kederden

sen saklama kederini,

mademki açılıyor derinlerde bir kuyu

düşelim birlikte.