Allah aşkına bir şeyler de bunlara;

Kafayı yemişler.

Ya nereye vurayım şu sıktığım yumruğu?

Öfke kontrolü yok demesinler.


"Dur sevdiğim, sakin ol,

Öfken ile güreşinde mağlubiyetinde dahi,

Gurur duyuyorum seninle.

İlk defa değil, son da olmayacak,

Dindirebilir miyim şu hiddetini?"


Dindirebilirsin canım,

Sadece yanımda ol ve sus.

Sinirli olsaydın ceketimi bile almadan çıkardım dışarı,

Sadesin, sensin ahirim, sana dair;

Zerresi her ömrümün.


"Ne diyorsun anlamıyorum,

Seni "sence" anlamak istiyorum.

Buz gibisin dışımızdaki herkese,

Ben dahi yeni ısınıyorum yanında;

Söyle anlayacağım şekilde,

Derdin ne?"


Derdim yok canımın için,

Tek derdim sensin.

Sen de derdimi düşünüp duruyor,

Kendini kahrediyorsun.


Avucundayken ellerim,

Alaz gibiyken ve yakmayan;

Bu bana kafi,

San ki lütuf gibi.


"Anlamadığım bir dilde konuşuyor gibisin,

Bir o kadar kafiyeli.

Seni anlamak istiyorum sevdiğim,

Ne olursun aç kendini."


Hala anlamıyor musun,

İlle kelimeler mi gerekli?

Yaptığım her şey senin için,

Bunları kelimelere dökmem;

İlle yüzüne vurmam mı gerekli?


Birkaç kelime ile seni kandırmak istemiyorum,

Birbirimize zaman verelim.

Beraber olalım, ellerimiz dahi değmesin,

Keşfedelim birbirimizi zorlukların dibine değin.


"Kafiyelerin midemi kamaştırıyor fakat,

Gönlüme ermiyor dediklerin.

Ben bir fil olsam dahi,

Beni sevebilir misin?"


O koca filler nasıl evcilleştiriliyor, biliyor musun?

Fili yaralayan insanları

Ve maskeler ile yaklaşan insan müsveddelerini?


Filler içgüdüsel olarak onları farklı biri sanıyor,

Onlar aynı caniler, aynıları.

Sen, seni bana,

Köle etmemi mi istiyorsun?


Ahmak olma;

Ben yanımda hür bir kadın istiyorum;

Benim kadar yüreğini ortaya koyacak.

Sen olmazsan Melek;

Ben de senin kadar korkuyorum.


"Çocuk musun sen ya,

Hani erkekliğin?

Güvende hissetmiyorum hiçbir zaman,

Bir baba ocağı kadar.

Mangaldan kor yüreğin yoksa,

Nasıl güvende hissedeceğim!?"


Konu sen ise eğer Melek,

Gözlerimin rengi maviden caniye çalar.

Hırsızdır ellerim o canilerin canlarına;

Görmemeni dilerim.

Her ufuk çizgisinde,

Sabah ile akşam ip atlarken,

Dünyamsın, sabahsın, akşamsın;

Çehrendeki manalarda ip atlıyorum.


"Sendeki bir bağımlılık sevgilim,

Benim ile aranda yok bağın.

Ben seni senden önce,

Onlarca bedenle aldattım."


Sağlık olsun, senin tercihin,

Aradığın her şey, her bedende;

Farkında değilsin aslen; BENİM.

Benim bedenimde tüm aradığın sıcaklık,

Diner ellerimde, ellerindeki tüm matem, dahi tüm hasret.

Benim gözlüklerimi takmanı isterdim ama,

Ben de gerçekleri görebildiğimi düşünmüyorum.

Ben geçmişine kör olayım,

Sen bul yeni Sen'e yeni perspektif;

Gelecek gelecek, ve buruş buruş olacaksın zaten.

Bırak bana ruhunu;

O benimle dir kalsın.


"Anlayamıyorum seni; ne saçmalıyorsun

Beni toy bir kadın mı sanıyorsun?

Üç beş kelimeye kanmam ben efendi,

Ellerimde yılların ekseriyeti.

Beni mi kandıracabileceksin,

Ellerinde yok nasır.

Altında hasır,

Cepkeninde yok altından bir iz,

Siz ser sefilsiniz."


Yeter!

Cebimde olmayabilir bir dirhem, yahut altın,

Sende ise yok zerre yürek;

Etrafındakilerde zerre merhamet sana karşın.

Seni korumak için mücadeler ederken sana karşı,

Sen bu savaşta en aşık olduğum, en büyük düşmanım.


"..."


LETAFETİN SOLACAK,

VE KALACAKSIN DIMDIZLAK!

NE NALET BİR ACZİYETTİR Kİ TEK İSTEĞİM,

OLMAK ALNINDAKİ HER KIRIŞIKTA HATIRA,

HER HATRINA DÜŞTÜĞÜMDE TÜRK KAHVESİNDE;

BİR KIRK YIL DAHA!