tam ikibinbeşyüz gün oldu
ben susalı
ve içime akıtalı çığlığı

*

ne kısaldı geceler
ne günler aydınlandı
yok sandım kendimi binlerce kez
kapandı göğsümde
kilitlendi ses
kıstırılmış gibi bir köşeye
kaldım
ve olmadı bir gören
tutunmak için gözlerine
*

ne kör bir ışık
ne de bir sözcük
örneğin -dost-
olmadı
boğdu
ölümsüz soluk
bir kurşun yağmuru gibi zaman
durmadan saplandı
*

yaşlandın artık ey insan
uyan
tam ikibinbeşyüz gün oldu
dünyanın kabuğunda
bir o kadar akan kan
kim bilir kimler var
ben sustukça yarası dağlanan.