Bana söyleyecek bir şeyin var mı? Çığlıklarımı bastırabildiğim nadir anlardan bu, o yüzden duyabilirim seni. Hayat o kadar sıradanlaştı ki anlam vermekte sıkıntı yaşıyorum. Yok, ifade edecek halim de. Akış beni içine daha da yuvarlarken bu durgunluk sert düşüşün habercisi mi yoksa bütün bu olanlardan sonra bir mola mı, karar veremiyorum. Sessizlik. Gün geçtikçe daha da paramparça oluşum her şeyde kendimden bir parça bulmamı sağlıyor. Fazladan bir göz ve bir kulak sahibi oldum hem de. Bir sürü şey birikiyor içimde. Üstü tozlanıyor, paslanıyor ve yaşlanıyor artık çoğu. Hangi zamanda buldum seni, bilmiyorum. Hafif heyecan ne zaman bu kadar karmaşaya döndü, bilmiyorum. İnanır mısın, saçlarım uzadı. Sonra kestim sonra yine uzadı. Okudukça sana alıntılamak istediğim kitaplar çoğaldı. İzledikçe seni bulduğum filmler birikip durdu. Dinlediğim şarkılardan bahsetmiyorum bile çünkü yeni bir şarkıyı her keşfedişimde "Müzik zevkin niye bu kadar güzel?" sözlerin beynimde dönüp duruyor. Duygusal bağlar en güçlü zincirler sanırım. Anlarsın. Yaşamak ağırlaşıyor. Acı çekmek artık kaçınılmaz olarak her adımımda benimle. Evren benimle konuşuyor sanırım, ait olamadığım ve olamayacağım her şey adına ya da ben her şeyi melodi olarak duymaya başladım, bilmiyorum.