birazdan doğabilirim sayfalarda
bakma her düşündüğümü yazacak kadar ahmak
ve sözlerim bir şiir edecek kadar okkalı olmadı hiç
cümleler uzadı, düşünceler kısaldı
günlerle ters orantılı bu düşünme faslı
zaten artık ne yaz ne kış saati uygulanıyor
bu yüzden saatim yılın her günü sadece iki kez doğruyu gösterebiliyor
bir günü her gün yaşayan
yağmur yağdığında bankamatik saçaklarına sığınan
pek takım elbiseli, hiç yağmur görmemiş tenli memurlar
doldururken otobüs kuyruklarını fiyakalarıyla
adı konmamış bir özlemdi
şehirler arası otobüs terminalleri
kaçamak yaşamlarını kameralar aracılığıyla betimleyen
megapiksel megapiksel bir varoluş sorununun
en tutarsız yanıydı garanti süresinden önce bozulan şarj kabloları
retorik düşünceyi öldürmeye yemin etmiş ekranlarda
makûs bir talihti Aristo
hem ben zaten anlamıyorum bu yirmi birinci yüzyıl modernizmini
anlatamam da klasikleşmek göğsünüzün üzerindeki logolardan ne kadar değerli?
yoldan geçenler, çöpçüler, memurlar ve sevdiklerimiz, şairler
hep sevdiğinizin gözlerinden bahsedecek değilsiniz ya
biraz da fikirlerinden bahsedin istiyorum
bir yangını tasvir eden kalemlerinizin tükenmezliğinden
ne zaman soğuk demirlerle bezenmiş yurt ranzaları çıkar?
tüm maneviyatını bir eşyaya indirgemiş yeniyetmelerin arasında
hapse düşmek ister dizelerim
ve ikna odalarında "ben şair değilim!" kavgası
hâlâ egzistansiyalist bir devinimdir
Ertuğrul Efe
2021-01-13T22:53:08+03:00Reyhan, Yusuf ve Ali; hepinize ayrı ayrı değerlendirmeleriniz için teşekkür ediyorum. Bahsettiğiniz konuda kendimi geliştirebilmek için gerekli denemeleri ve okumaları yapacağım, var olun. :)
Reyhan Polat
2021-01-13T20:57:02+03:00Ertuğrul şiiri anlam olarak beğendim. Sadece bazı bölümlerde kopmalar yaşadım dizelerin uzun olmasından kaynaklı sanırım. Eline sağlık güzel şiirdi. :)