Hak ettiği değeri göremeyen, sıradan karşılanan bir hâle büründü. Ama öyle değil; aslında her duyguyu besleyen, yeri geldiğinde kamçılayan, yeri geldiğinde öldüren, ete kemiğe bürünse önünde eğilinmesi gereken çok güçlü-belki de en güçlü-duygu...


Hobilerimizin, ilişkilerimizin, hayatımızın başlaması ve hatta bitmesinde görüyoruz merakı. Etrafımızı saran bu merak bizi biz yapıyor. Öyle ki bitkiler nasıl gelişmek için suya ihtiyaç duyuyorsa, merakta bizim serpilmemizin suyu oluyor.


Neyi seversen ona benzersin diyorlar... Bence neyi merak edersen o olursun, merakını nasıl besleyeceğini bilirsen de o kadar keyif alırsın yaptığın her işten.