"Her gün bir yerden göçmek ne iyi

Her gün bir yere konmak ne güzel

Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş!

Dünle beraber gitti cancağzım,

Ne kadar söz varsa düne ait

Şimdi yeni şeyler söylemek lazım..."

Bundan yıllar önce bir yandan liseye giderken bir yandan da dershanenin birinde bilgi işlem elemanı olarak çalışıyordum. Bir gün dershane kantininde duran radyonun hoparlöründen cılız bir ses yükselmeye başladı ve o an neye uğradığımı şaşırdım. Gittim hemen kulağımı hoparlöre dayadım ve dinelemeye devam ettim. İlk defa duyduğum bu müzik türü; kafamın içerisinde, çıplak ayaklarımla üzerinde yürümekten son derece keyif aldığım yumuşacık bir halı gibi uzanıyordu. Kantincinin eğilip kulağıma fısıldadığı sırada, ilkin anlayamadım, "Nasıl?" demeye kalmadan açıklamıştı: "Mercan Dede - Su Albümü." Dede dediğine bakma, çok genç bir çocuk. Okuduğu bir kitaptaki kahramanın adını kullanıyor. Ney çalıyor ve DJ'lik yapıyor. İşte Mercan Dede bu, artık gerisi sende..."

Hırdavatçıdan su borusu alıp mutfaktaki bıçağı yakıp boruya delikler açarak ilk neyini kullanmaya başlayan Mercan Dede, daha sonraları bir kulüpte temizlikçi olarak çalışırken, kulüpte sahne alan DJ'in o gece mekana gelmemesi nedeniyle sahne çıkarılmış ve bir daha da inmemiştir.

Takip eden yıllarda Türkiye'deki genç neslin 'Ney' müzik aletine olan bakışı açısını değiştirmiş ve ney ile gençler arasında köprü kurarak, enstrümanın Türk kültüründeki kapladığı alanı genişletmeyi başarmıştır.

Dünyanın etrafını 280 kere dönecek kadar dolaşmış ve Türk müziğini neredeyse dünyadaki her ülkede icra ederek Türk kültürünü dünyaya yayma konusunda büyük bir başarı elde etmiştir. Semazenler gibi bir yanı Anadolu'dan beslenmiş, bir yanı da Dünya'ya kucak açmıştır. Hem Türkiye'de hem de dünyada çok önemli isimlerle çalışmış ve sayısız projelere imza atmıştır. Bunların arasında tüm dünyanın tanıdığı Oscar ödüllü piyanist ve besteci "Ludovico Einaudi" de yer almaktadır.

"Düne ait söz dünde kaldı, bugün yeni bir söz söylemek lazım" mottosu ile müzikal kariyerinde hiç bir zaman kendini tekrar eden projeler üretmemiş ve tüm dünyanın beğenisini kazanmıştır. Tüm bu beğeniler, dünyanın bir çok ülkesinden aldığı ödüller ile somutlaşmıştır.

Müzikal hayatı bir yana, kendisiyle İstanbul'da ayaküstü ettiğim çok kısa bir sohbetin sonunda anladım ki: Kendisi gerçekten çok nahif, yürekten ve samimi bir insan. Etrafı kendisini gösterecek herhangi bir platform bulamayan, müziğe gönül vermiş yardım eli uzattığı insanlarla örülü.

Nefesi hiçbir zaman kesilmeyen beyaz bir güvercin gibi tüm dünyaya uçarak Türk müziğimizi yaydığı için kendisine içten bir teşekkürü borç bilirim!

Ve son olarak benim de en çok beğendiğim bir Mercan Dede projesi ile sizleri baş başa bırakıyorum!