Kendimi uzay boşluğunda hissediyorum. İçimdeki boşluk mu yoksa dışımdaki boşluk mu daha büyük bilemiyorum. Sanki her şey sonsuzluğa uzanıyor ve asla bitmiyor gibi. Çektikçe uzayan sakızlar gibi hoşlanmadığım şeylerden uzaklaşma çabası veriyorum. Daha fazla susuyorum ve devamlı kendime varlığımı hatırlatıyorum. Bunu kimsenin yaşamasını istemem. Sürekli uyumamak için kendini çimdiklemek gibi bir şey. En sonunda uykusuzluk ve mosmor bir yer kalıyor geriye. Neden uyumadığını neden uyumaman gerektiğini unutuyorsun hatta. Neden var olman gerektiğini unutuyorsun. Sebebini hatırlayana kadar bekle, hiçbir şey yapma, mutlaka hatırlayacaksın diyorlar. Ben hatırlayamıyorum. Yine bir yerlerde muhtemel yapmış olacağım hataları düşünüyorum. Her basamağı tek tek yeniden çıkıyorum zihnimde. O basamak olmasaydı, başka türlü deneseydim daha az yorulur ve daha az uykusuz kalır mıydım? Bomboş öylece otursam da uykum gelecekti, biliyorsunuz. En azından bir basamağa daha şans verdim. Kendime bir basamaklık daha şans verdim. Ama her basamak bu kadar yoracak mı beni? Küsecek miyim merdivene? Pat diye kayıverirsem kim verecek çıktığım onca basamağın hesabını? Ben veremem şahsen. Ayıp olur kendime.

Neyse şimdi bir basamakta oturuyorum, uykum var, karnım aç ve canım sıkkın. Ama yine de uyumamalıyım. Uyumamalıydık. Niye ki?