Merhaba,


Selamlaşarak başlıyorum çünkü bu biraz benden bana mektup gibi.

Benden bana sesleniş , duymak istersem çığlık , görmek istersem yıkılış,

Yok sayarsam 20 li yaşımın heyecanı gibi.

Bu sıralar fark ettiğim bir şeyler var

Uzun zaman sonra geç kalınmış ama yine de kayıtsız kalınamamış bir gerçek.

Çocukken hep hakkımın yendiğine inanırdım, bir şekilde konu ben değilken bile bir şekilde döner dolaşır beni bulur sorunlu kişilik ben olurdum gibi

Bunu hissederdim hep , buna alıştım da sanırım biraz 

O yüzden sanki şimdi 25 yaşıma gelmişken , hayallerim varken 

Yaklaşmışken , uzanmışken 

Birileri bir yerlerden çıkıp haksızlığa uğramam için savaşıyor sanki

İnsanların kötü kalbi derdim hep.

Kötü kalp nedir diye düşündüm. Bizim gibi çalışmaz mı ? Bizim gibi hissetmez mi ?

Hissetmiyor , bizim gibi çalışmıyor.

Mesela benim kalbim , aşk ile bazen heyecan bazen umut ile çalışıyor tükenmeye yakın iyi birşeyler bulup yeniden yeniden yoruluna dek çalışıyor.

Ama bazen birilerinin kalbi yalnızca içinde kalanların öfkesini pompalıyor.

Tükenmeye yakın başkasını tüketiyor ki hükmü devam sistemi daim çalışsın.

Buna alışmak niyeyse bu kez korkuttu beni.

Bu kez gönlüm el vermedi haksızlığı kabullenmeyi

Tüketilemeyecek kadar değerliydim, değer kazandım geçen yıllarda çünkü 

Tırnaklarımla kazıdım , koşullar yarattım 

Kendimi terk etmeyeceğim.

Karanlıkları benimsemeyeceğim.

Tüketilmek üzere altın tepsilerin üzerine yatmayacağım artık