Biliyorum üzgünsün.

Kuşlar eskisi gibi geçmiyor çatından

Dalgalar ayaklarına değmemek için yolunu değiştiriyor

Bir bir giderken sevdiklerin,

Küfürlü şiirler yazıyorsun içinden.


Faytonlar geçiyor yanından.

Ne zaman görsen,

Başını okşuyorsun güzelim atların.

Onların tırnaklarını nallar korurken,

Senin yanlış tercihlerinin tırnakları

Yüreğini deliyor.

Bense senden uzak bir balkonda

Sezen Aksu şarkıları dinliyorum hâlâ.


Dünya kibritçi kız masalında

Ve masal değişiyor yavaş yavaş.

Duvara yansıyan mutluluk,

Şiddete ve sevgisizliğe dönüşüyor.

İnsanlar yanlışlıkla oluveriyor.

Yanlış yerde doğmuş olmanın hüznünden

Rahimlere çarpıyor kurşunlar.

O kurşunlar ki,

Karşında kurşunları aşkla

Kağıda dökecek kutsallıktalar.

Yanlışlıkla olamayacak kadar güzelsin sen,

Bebeksin, bebeğimsin bir aşktan alevlenen.


Hem çocuk hem adamsın sen,

Yaşamının zorluğu bundan.

Ah! Ne güzel bir baba olur senden 

Seni görünce utanır evren 

İçinde büyüttüğü erkeklerden.

Bir kızın olursa ve gülümsersen onunla, 

Dünyanın tüm kız çocukları sizinle gülümser yaşama.

Bir oğlun olursa ve kolunun altına alırsan onu, 

Dünyanın hiçbir erkek çocuğu 

Yenilmez hayatın oyunlarına.

En çok babaya aç yeryüzü,

Gururuna yenilip sakın ağlatma onu. 

Belki de bir hayalsin sen 

Gerçekleri katlanabilir hale getiren. 


Şimdi bir begonvil açıyorsa Bodrum’da,

Yağmur yağıyor diye Trabzon’da.

İçindeyiz her şeyin 

Ve bir o kadar haricinde 

Her şey akıp gidiyor Allah’ın nezdinde...

Jeopolitik bir önemim yok senin yanından başka.

Yedi yaşındaki çocuklara ninni söylemeyi

Kesen dünyaya inat,

Yetmişinde dahi

Ninniler söyleyeceğim

Yalanlardan kesilen kulaklarına.

Alzheimer olsan bile bir gün,

Önce adımı değil

Merhameti fısıldayacağım sana.


İstasyonlar, limanlar uçuşuyor rüyalarımda 

Keşke kavuşmak havaalanı kadar pahalı,

Sevmek böylesine ucuz olmasaydı şu zamanda.

Üç liraya bir tren garında 

Yatırabilseydim dizime başını.

Oysa üç milyon yıl kadar uzun sevmek seni. 

Ömrüm yetmez.

Yeryüzündeki son abdestim aldırılmadan 

Gelir misin silmeye ojelerimi?

Benim parmaklarımdaki bu kalın tabaka 

Sevilmeyen kuşların, kedilerin, köpeklerin gözyaşı,

Korkma.


Bir gün katlanamayacağın kadar,

Üzerine gelirse dünya.

Ve bundan benim haberim olmazsa

Sana annenin sütü kadar helal olan sevgimi,

Bul sokaklarda ve kucakla.


Bilmiyorsun üzgünüm...

Herkes, her şey üzgün artık.

Önüm, arkam, sağım, solum boş

Ellerim yer çekimine inat,

Yukarıya dönüyor hep:

”Bugün cuma” diyorum,

"Merhamet et bana Rabb’im!''

"Yeryüzündeki hüzünleri taşıyabilecek kadar

Büyük değil kalbim."