Hazırlanıyordu, daha iki gün önce aldığı o elbiseleri ayna karşısında deneyip kendine uygun bir kombin seçmeye çalışıyordu. Bugün onun doğum günüydü, her sene yaptığı gibi birkaç arkadaşı ile gittiği o bara gidip güzel zaman geçireceklerdi. Kombinini seçtikten sonra aynanın önüne geçip makyajını yapmaya başladı. Makyaj öyle abartılı olsun istemiyordu, hemen halletti, saçları zaten halletmişti. neredeyse hazırdı, son bir kez çantasını kontrol etti, eksik bir şey yoktu. Hemen evden çıktı, bir süre taksi bekledi, bir taksi çevirip bindi, yarım saat sonra arkadaşları ile buluşacağı o barın önüne geldi. Daha hiçbir arkadaşı gelmemişti, sokakta beklemek onun için iyi olmayacağı için içeri girdi hemen, barda bir sandalye kestirdi gözüne ve hemen oraya oturdu. Bir içki istedi hemen, karnı açtı ama bir şeyde yiyesi yoktu. Biraz sonra barmen elinde kokteyl ile geldi ve içkisini masanın üstüne bıraktı. Hemen bir yudum aldı, aynı anda elinde telefonu, sosyal medyada zaman öldürüyordu. Bir süre sonra iki arkadaşı da bara giriş yaptı. İkisiyle de uzun uzun sarıldıktan sonra arkadaşlarının biri sağına biride soluna oturacak şekilde kuruldular. Bir süre sohbet edip içkilerini içtiler. Doğum günü için aldıkları hediyeleri verdi arkadaşları ona gecenin sonuna doğru. Minik bir kolye vardı paketlerin birinde. Diğerinde ise bir kitap, çok severdi kitap okumayı, kaç zamandır bulamadığı o kitaptan haberi olan arkadaşı ona bu kitabı bulup hediye etmişti, sevinçten havalara uçmuştu kitabı görünce. Gecenin sonunda hesaplar ödendi, herkes birbirine sarıldı ve evlerin yolu tutuldu. Bir taksiye atladı bizimki, telefonunu eline aldı, mesaj kutusunda o kişiden mesaj var mı diye kontrol etti ama yoktu. Kapattı telefonu ve çantasına koydu. Kafasını taksinin penceresine dayayıp üzgün ve buruk bir şekilde derin düşüncelere daldı.