bir masada oturup
eski günleri konuşabilmek ve
sana olağan bir açıdan
makul bir hisle bakabilmek.
bir şarkı ithaf etmişsin ona,
görüyorum ve anlıyorum.
aynı şarkıyı bir pazar gecesi,
bana da söylemiştin.
seni iyileştirdim,
yaralarını sardım.
biliyorum tökezlesen aklına ben gelirim.
seni kaldırmaya,
düşmene üzülmeye,
düştüğümde seni görememeye,
sensizliğe inat benliğimle seni sarmalara,
seni sevmeye gelmişim.
inkar etme, onu da sevdin.
ellerini tuttun ve mutlaka gülümsedin.
sustuğun her anında o var,
ben senin ağzından bunları
tüm bu aşk meselelerini
duyacak kadar kıymetli de değilim.
bir defterin ilk sayfasında,
onun baş harfini görüyorum.
kahrolunca dünya yıkılmıyor,
biliyorum.
seni bir güneşin doğuşu
ve hüzünlü batışı kadar seviyorum.
birlikte yaşarız sandığım çukurlar ve
seninle yaşayamadığımız hayatın
öbür kıyıları.
seni seviyorum demenin yüz ellinci yolu.
seni seviyordum demenin.
Melis Yüksel
2022-07-20T04:01:24+03:00Çok içtendi Dila, aynı zamanda üzücü, kalemine sağlık✨
Mısra Ergök
2022-07-20T00:12:36+03:00Dokunaklı bir his