Üzerimdeki yorgun toprağı atmak için günlerdir çabalıyorum. Her gün bir parça eksilerek kendime kavuşacağım, inanıyorum. Ruhuma, enerjime, özüme, kendi dünyama...


Yeniden kurmaya gayret ettiğim bunca şeyin yılgınlığı değil, belki yeni bir başlangıç bu düşüncesiyle tutunuyorum. Her yeni evde, her yeni odada, her yeni düzende... Çünkü insan olduğu yere kök salma gereksinimi duyuyor. Toprağın eski, çöpten ibaret, işe yaramaz olduğunu sezdiği yere tutunmak istese de kökleri zarar görür. Ya bu zararı gözden çıkarıp sadece o gölgeye sığınacak ya da temiz bir toprağa tutunup güneşin altında yeniden parlayacak... İnsan bir ağaç misali, kök misali... İnsan özünde ağaç aslında. Tutunabildiği yerde çiçek açar. Önce kendine, sonra etrafına.


Ben mi? Bense tutunmak için, çiçek açacağım zamanın gelmesi için mümkün olduğunca o kökleri edineceğim. Zor da olsa, belli bir yaşın, birikimin yorgunluğu da olsa yeniden yeşereceğim.


01.01.2024 tarihli günceden...