Bismillâhirrahmânirrahîm,
Sığınıp beytine gürizgah edelim.
Dile sahibi elif-i sâkine,
Ört ve toparla üstümü hatîce.
Deste-çub ile dörd iz sürer hatt-ı dest,
Sana tek' tevafuk edince velec mest.
Etmesede hiçbir kütale satırı,
Nisadan diner bir sıklet çöker sadrı.
Çok geveler durur bu dibace deyi,
Tek eder peşi; hangi görse güzeli.
Gâyesi sevdakâr Muhammed'i,
Hamd etmek ihhikakı Hatîce'yi.
Yokmuş hiçbir mesnevi kalem tutanı,
Gibi şi'ren şâirandan yazanı.
Ak kalmış bu kızgın kumlar içinde,
Ah kalmış ardından bu gönülde.
Hangi dîl diler seni,
Dillerde adın ey Adn güzeli.
Doğdun, şems açtı âleme,
Doğdundan evvel yenmişti meyve.
Doğdun yıkılıverdi kaleler,
Dedin şehr ki adı İstanbul fethedeler.
Avaik oldu ben, başlayamadı sen,
Koy bir yana benleri de gel nerdeysen.
Köpürür bir hayat var içinde
Kıpırdar zuhurlar bu avuç içinde.
Dedin gönderin gülün eşine dostuna
Kurbanın etini, güzelin hatrına.
Bahşiş-i şairâne ver der a'şa,
Basır'a yahut Şefaat-i Kübra'ya.
Canî, adına değinmek gerekir,
Adn'a girmek gerek müteşâir.
Ne yaptıysan viran eyledin beytleri,
Amma var, ne hazain serilir yeri.