haksızlık etme
diyorum kendime;
onurlandırıldın da,
kınandın da sen.
kendini kül dolu
bir küpe gömdün.
tersyüz ettin
sevgini eskidikçe.
*
güzel günler yaşadın.
çiçeklerin oldu,
bir evin örneğin;
güneş gören,
dağlara dönük balkonu.
işte bu yüzden
ağlarım ben
kestaneler çatlarken.
*
sabahın buğusu
gözlerimi yaşartıyor,
boynuma dolanıyor
akşam zinciri.
dağlardır beni avutan.
söyleyin bana
gözünüzü kırpmadan;
sizce dönek midir zaman?
*
eşkıyalar dağları
anlayamazlar.
çünkü suçtur onları
dağlara çıkartan.
darasıdır suç oysa
yaşadığımız dünyanın.
dağlar sizi
pekmez ile kararım.
*
'öyle yaralıyım ki;
ölmem ben artık.'
ölmem ya kanarım,
kanarım seve seve.
haksızlık etmem
suya ekmeğe
hiç bir anahtar
dönmese de kilidimde.
*
bekliyorum kaç zamandır;
uykusuzum, sabırsızım.
başımı acıtıyor
geceleri yastığım.
dilim kurumuş
bir su yatağı,
katı sözcüklerle
dolu tozlu ağzım.
*
bakıyorum eski
fotoğraflara.
hafız burhan dinliyorum
taş plaklardan.
bir pencere çarpıyor
viran yüreğimde,
sıvalar dökülüyor
pervazından.
*
dörtnal giden
ürkek bir attan
düşüyorum da sanki,
takılı kalıyor
ayağım üzengiye.
sürükleniyorum
sırtüstü
çalılar, dikenler içinde.
*
mevsim kışa dönüyor,
hızar sesleri geliyor
dörtbir yandan.
odun taşıyor
yorgun kamyonlar.
kuşlar da gitti.
çiçekler gelecek bahara
tohum saçıyor.
*
ey benim umudumu
bölük bölük
eden hızarlar,
bu yıl da
kalıcıyım burda
verilmiş sözüm var.
bensiz yapamaz
lapa olur pirinç kar.
*
elimden tutmuş
sevecen gençliğim,
buzdan bir yolda
düşe kalka
yürümeyi öğretiyor
yeniden bana.
geçmiş deyince
sen geliyorsun aklıma.
*
sahi sen yaşadın mı;
var mıydın acaba?
yaşadık mı seninle
aynı zaman parçasında?
ama ellerin aklımda.
iri gözlerin,
sıcaklığın geceler boyu
ve aklığın aklımda.
*
senin ağzın tarçın kokardı,
benimki karanfil.
birbirine karışırdı
soluklarımız.
tek başınayız şimdi ikimiz.
bende karanfil,
sende tarçın kokusu
yapayalnız, kimsesiz.
*
ben seni yalansız
bahar gibi sevdim.
sevgi adınaydı
milis beraberliğimiz.
sabahtan akşama
günü tarar örerdik
ve kedileri
ikimiz de çok severdik.
*
ikimiz de yıldız düşkünü;
bakmaya doyamazdık
gökyüzüne.
koynunda terli ferman
bir atlı geçerdi
samanyolundan,
kimsenin göremediği
kibrit çakımı bir an.
*
hiç unutmam;
adına sikke bastırırdı
aşk o zaman.
yani ay doğardı
tepelerin ardından.
güzel günlerimiz oldu,
gecelerimiz
ipek ve kılabtan.
*
omuzunda uzun saplı
eğri tırpan
ot biçmeye gidiyor
avurtları çökük
bir gölge adam.
karalar giyinmiş,
ölüm simgesi gibi
geçiyor sokaktan.
*
kulaklarım uğulduyor,
yapılar eğiliyor,
çinko damlar
daraltıyor gökyüzünü
alaca bir bulut
geliyor üstüme
yuvarlana yuvarlana
kurşundan bir köpekle.
*
haksızlık etme
diyorum kendime.
kılavuzun oldu rüzgar,
su gibi dostun.
eğer dumanlıysa
kavruk dağlar;
bil ki gülün ahı,
hançerin sapı var.
*
ey benim umudumu
bölük bölük
eden hızarlar,
oluklu hançer,
güle narh koyanlar;
şahmaranın başı için
payınıza düşen ne?
bir gün sorarlar.