Eskimiş bir konsolun
Çatlak aynasında durmadan,
Bir buluttur mehtabı inatla kovalayan.
Bir hüznü yansıtan alnının ortasında,
Yüzün müdür acaba yolumu dolaştıran?
Acının bu solgun haritasında,
Kendime yeni duraklar bulduğum.
Ulaştığım ıssız dağ doruklarında
Yüzün müdür hep sorular sorduğum,
Bakışının titrek aydınlığında?

*

Aslında ne bulunur bir gezginin yanında,
Kendi yüzünden başka,
Hüzünle bileyen direncini.
Bir suyun ürpermiş aynasında,
Apansız gözgöze geldiğim,
Ayakları ayaklarıma bitişik,
Kımıltısız bir gövdeyle rüzgârın sildiği,
Bir bulup bir kaybettiğim,
Yani bir gezginin hep gittiği,
Senin yüzün benim yüzüm değil mi?