şehirde insanlar kendini yitiriyor. ben kendimi insanlarda yitiriyorum. ölü bir şatom var. içinde prenslerin kol gezdiği. zihnim milyarlarca devin-im-le dolu. bebek ölüleri yanlış günde öldüklerinin farkında. ONLARDAN Bİ BUNU GİZLEYEMEDİK. yaşamın aitsizliği ve benim 20 yaşındaki halim kadar kayıp oluşum. o kadar sonsuz ki yaşamayaşım. hissin vücudumda dolanmayışı. bu gece beni evsiz yap. kaybın yap. sen beni etinden bir parça yap. bırakalım bir kerede ben ait olayım cenazeme.
kafama sıksam. bateri çalsam. ölümü yeniden yazsam. tanrılaşırken hiçselleşsem. sen benim şair olamayan parçamsın. hangi ayin paklar beni? hangi hamam? HANGİ SİKİK ZEMZEMİN SUYU? HANGİ ŞEYTANIN GÜNAHI? HANGİ ARABIN KANI? HANGİ SİKİK TANRI AKLAR BENİ?
ev çok uzak ve sen beni hiç sevmedin. bırak artık, bırak beni, zihnimi çöz derine işlenen her iğnede. prensler de bazen yitirilmeyi talep eder. gölgenden hallice varlığım. ŞİMDİ ÖLDÜR BENİ ÖNCE ANNEMİN SAÇ TELLERİNDE. SONRA ÖR. affına saklanıyorum. en çok onun saç tellerinde, en çok onun yokluğunda. yine aynı yerdeyiz. metronun mavi ışıklarına. dur ihtarı yok bu sefer. bu marotonun en tembel koşucusuyum ben. siktiriboktan şeyleri de kimse okumaz. okusalardı siktiriboktan olmazdı. neyse ki herkes koşuyor ama kimse varamıyor. bu bizim sırrımız. onlardan gizleme.
gidecek yerim yok. yatacak kaldırımım yok. sonbaharı kolla sen. köşebaşlarını kolla. minik oyunlarını yitir kendi arsızlığında. annene söyle, tam dört kere öğretsin sana çocukların da yalvarabileceğini. tam dört kez yalvar ona cenazeme gelmesi için. elveda-